1 Aralık 2015 Salı

Anka'nın Kurduğu Cümle

 
Görsel: Ofra Amit

ANKA’NIN KURDUĞU CÜMLE

I

toprak geçmişin bilgisiyle ağır
                   gökyüzü geleceğin

mağara duvarlarına bizon resimleri çiziyor
çelik uçlu kalemlerle
son insan!

açsak pencereyi, bir aksak semâi
ferahlasak ferahlasak bir kuş yuvası kadar

nereden baksak
acının demir bukağısı kalıyor geriye

II

ah, jiyan!
sesler mi sağır, yoksa kulaklar mı
neredeydi “dünyanın en güzel Arabistan’ı”?

içinden su geçen şehirlerden geçtik
kurutulmuş güllerden, kuğulu göllerden
taze kan istiyordu ölüm tüccarları
ben karanlığını
         ve ışığını senin!

içimin karında bir akçabardak
açılsındı eski bir yaza doğru
çok kuark, çok çocuk, çok su
bir gemiye, - güvertesi tuz
bordası şarap rengi-

ah, jiyan!
rüya uykunun
peri soluğu

III

üç maskaron düştü Seine’in karanlığına
koparak Neuf köprüsünden
parıldıyordu yeşil ışıklar saçarak zümrüdünün üzerinde
Anka’nın kurduğu son cümle

derinliklerinde çağlayan suyu duydum
Allah’ın alnındaki ahşap kederi

birden hatırladım, -ad infinitum!-
bir geyiğin peşine düşmüştüm ben:

bütün tuzakları bilen!
bütün tuzaklara düşen!

ah, jiyan!

yoksa
ben miydim o geyik?

Perihan Baykal
Akatalpa, Mayıs 2015


Aşkın Küçük Sandal(lar)ı...

AŞKIN KÜÇÜK SANDAL(LAR)I...* Bu konuyla ilgili yazma önerisi bana geldiğinde ilkin biraz irkildiğimi itiraf etmeliyim. Tam da yeni bir şiir...